Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan net mesaj! “Yunan ürküyor” dedi ve ekledi: “Rahat durmazsan vurur tabi”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun’da Ömer Halisdemir spor Salonu’nda düzenlenen Gençlik Buluşması’nda açıklamalarda bulunmuş oldu. Erdoğan yapmış olduğu konuşmada, Yunanistan’a net ileti verdi. Yerli ve ulusal imkanlarla üretilen ‘Tayfun’ füzesine ilişkin konuşan Erdoğan, “‘Tayfun’ diyorsun, Yunan ürküyor, ‘Atina’yı vurur’ diyor. Eee vuracak doğal.” ifadelerini kullandı.

“‘TAYFUN’ DİYORSUN, YUNAN ÜRKÜYOR”

Uzay bilimleriyle ilgili gerek TUSAŞ, gerek Baykar’ın attığı adımlarla Türkiye’nin süratli bir gelişme içinde bulunduğunu belirten Erdoğan, şöyleki devam etti:

“Örneğin Bulgaristan Cumhurbaşkanı ülkemizdeydi. Baykar’ı ziyaret etti, gezdi. Kendisiyle yaptığımız görüşmede iyi mi buldun diye sormuş oldum. ‘Şu anda Türkiye müdafa sanayinde İHA’larla, SİHA’larla, Akıncılar ile adeta bir devrim yapıyor, acaba birlikte çalışamaz mıyız?’ dedi. ‘Bu {özel sektör}, bizim değil. Kendileriyle görüşmek suretiyle bu şekilde bir adım atmaya yanaşırlar mı yanaşamazlar mı {özel sektör} kendisi karar verir. Türkiye olarak hepimiz de sizlerle beraber adım atmaya daima varız.’ dedik. Geçmişte biz, oldukca daha değişik bir konumdaydık. Göreve geldiğimizde müdafa endüstri yüzde 20 yerliydi, şimdi yüzde 80 yerli, bu konuma geldik. Bu ne demek? Artık biz, bizlere yetiriyoruz. F-16’nız var, cephaneniz olmasa ne yapardınız? Bir işe yarar mı? Fakat şimdi F-16’nın mühimmatını biz yapıyoruz. Bilhassa SİHA’larda yapıyoruz. Şimdi artık füzelerimizi hayata geçirmeye başladık. Bu üretim doğal Yunan’ı ürkütüyor. ‘Tayfun’ diyorsun, Yunan ürküyor, ‘Atina’yı vurur’ diyor. Eee vuracak doğal. Sen rahat durmazsan, sen ABD’dan adalara, şuradan, buradan bir şey almaya çalışırsan Türkiye şeklinde bir ülke herhalde armut toplamayacak, bir şeyler yapması lazım. Bu gençler boşuna yetişmiyor değil mi? Bu işi başaracağız, petrolü, tabanca ve cephanesiyle da her şeyiyle.”

“GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “4-5 bin tır Suriye’nin kuzeyine ABD tabanca cephane gönderiyor. Bunu defaatle kendilerine söylememe karşın asla umurlarında değil. Dedim kusura bakmayın, biz NATO’da sizinle beraberiz, birlikte olmamıza karşın siz, bizlere bu hatası yapıyorsunuz ve terör örgütünün yanında yer alıyorsunuz. Öyleyse kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz başka umar yok.” diye konuştu.

Ülkenin her biri ayrı iftihar deposu projelerinde vazife alan gençlerle bir arada olduklarını ifade eden Erdoğan, gençleri küçümseyenlere en güzel cevabı beraber oldukları gençlerin verdiğini söylemiş oldu.

Erdoğan, ülkenin ufkunu karamsarlık bulutlarıyla kapatmak isteyenlerin, gençlerin yüreğinden saçılan aydınlık karşısında çaresiz kalacağına inandığını altını çizdi.

“YOKSULLUKLARIN TÜRKİYE’SİNİN TÜM YÜKÜNÜ OMUZLAMIŞ BİR NESİLİZ”

Milletin umudunu kırma, enerjisini tüketme ardında olanların gençlerin çalışkanlığı ve heyecanı karşısında bir balon şeklinde sönüp gideceklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Ömrünü bu aziz millete hizmete adamış bir büyüğünüz olarak sizlerle geçirdiğim her an kendimi adeta yenilenmiş, şarj olmuş hissediyorum. Esasen bizim gençliğimizin gündemi ile siz değerli üyelerimizin gündemi arasındaki fark Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından oldukca mühim. Biz yasakların, yoklukların, yoksullukların Türkiye’sinin tüm yükünü omuzlamış bir nesiliz. Aklımızın erdiği günlerden itibaren hem geri kalmışlığın hem demokrasi eksikliğinin sebep olduğu sıkıntıları hayatımızın her anında yaşadık. Şimdi sizlere teker teker anlatsam inanmakta güçlük çekeceğiniz öyleki sorunlarla boğuşuyorduk ki kelimenin tam anlamıyla akıllara zarardı. Vakit içinde hepsinin gerisindeki sebepleri gördük, anladık. Bir taraftan tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi en iyi şekilde öğrenerek kendimizi yetiştirmenin öteki taraftan çağı kavramamıza olanak sağlayacak güncel ve bilimsel donanımı kazanmanın mücadelesini verdik. Bilgiye ve kaynağa erişme imkanının bir fazlaca sınırı olan olduğu bir dönemde bu savaşım kolay geçmedi.”

Erdoğan, burslarla yetişmediğini, hem çalışıp hem okuduğunu, bu şekilde eğitimini tamamladığını dile getirdi.

Yaşamın meşakkatli ve muhataralı yollarında ya fikren ya fiilen kaybettikleri nice arkadaşlarının bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Ülke ve dünya genelinde nice başarılara imza atan arkadaşlarımız da oldu. Verdiğimiz emekler, döktüğümüz terler, girdiğimiz riskler boşa gitmedi, kazanan gene biz olduk. Bugün sizlerle bir araya gelmemize vesile olan büyük projelerimizi, gelecek için kurduğumuz büyük hayalleri, geçmişte ödediğimiz o bedellere borçluyuz. Size olan güvenimiz yardımıyla Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu böylesine güvenli ve emin bir halde ifade edebiliyoruz. Bizim Türkiye Yüzyılı’ndaki yoldaşlarımız sizlersiniz.” diye konuştu.

TEKNOFEST KUŞAĞI

Erdoğan, birilerinin kuşakları alfabe harfleriyle ifade etmeyi sevdiğini belirterek, “Sizler için Z kuşağı diyorlar. Oysa biz karşımızda maziden atiye kurmuş oldukları köprüyle özgürlüğü, hakkaniyeti, emek vermeyi, üretmeyi, hayatlarının merkezine koyan bir gençlik görüyoruz. Ben bu gençliğe, Samsun’da da ifade ettim, TEKNOFEST açılışlarında tanık olduğum manzaradan hareketle illa bir isim konulacaksa ‘TEKNOFEST kuşağı’ denmesi icap ettiğini söylemiştim.” ifadelerini kullandı.

GENÇLİK BULUŞMALARI DEVAM EDECEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin gençlerin dünyanın dört bir yanında gösterdikleri başarıları da yanlış anladığını aktardı.

Türkiye’yi hala tek parti devrinin içine kapanık, dünyadan kopuk, kendi insanıyla kavgalı, geleceğine ilişkin iddiası olmayan bir ülke zannedenlerin gençlere de bu şekilde baktığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Aslı bu şekilde değil. Kökü mazide, şu demek oluyor ki geçmişte olan, ati, gelecek olan bu gençlerimiz ülkemizin Türkiye Yüzyılı hazırlığının en mühim gücüdür. Sizler şeklinde gayretleri, kabiliyetleri, birikimleri, başarılarıyla yalnız akranlarına değil bununla birlikte arkadan gelen yeni kuşaklara da örnek teşkil eden gençlerimiz bizim gurur kaynağımızdır. Geçen hafta Şanlıurfa’da bir araya geldiğimiz gençlerimize de ifade ettiğim şeklinde artık hepimiz, sizin zamanınızın misafiriyiz. Vakaya biz bu şekilde bakıyoruz. Türkiye Yüzyılı siz değerli üyelerimizin hem eseri hem asrı olacaktır.”

Bir gencin, her hafta bir ile giderek gösterdiği performans sebebiyle kendisine fanatik bulunduğunu söylemesi ve “Gençlik Buluşmaları devam edecek mi? Gelecek hafta nerede olacaksınız? Samsun’da olan heyecanı orada bulabilecek misiniz?” sorusunu yöneltmesi üstüne, Erdoğan, şunları kaydetti:

“Doğal keramet ehli değilim. Haftaya Mardin’de olacağımızı biliyorum. Aynen Şanlıurfa ve burada olduğu şeklinde orada da gençlerle buluşmayı umut ediyorum. Şanlıurfa’da resmi sayı olarak 110-120 bin şahıs meydanda vardı. Bugün de 100 bine yakın bir iştirakı Samsun’da gördük. Burası çağdaş bir salon. Şanlıurfa’da zamanı bir mekanı kültür merkezine dönüştürmüş, adını da İbrahim Tatlıses Kültür Merkezi koymuşlardı. Oldukça güzel oldu o toplantı. Samsun’a rahatsızlığı sebebiyle gelemedi Orhan Bey (Gencebay) fakat gelmeyi oldukca arzu ediyordu. Onun gelişi bu toplantıyı oldukca daha varlıklı kılacaktı. İnşallah bir başka buluşmayı Orhan Bey ile gerçekleştiririz Samsunlu olması hasebiyle. Gençlik buluşmaları devam edecek. Durmak yok yola devam.”

İngiltere’de havacılık ve uzay mühendisliği alanında lisans ve yüksek lisans yapmasının arkasından TUSAŞ’ta yetişim yaptığını ve burada çalışmaya başladığını belirten bir genç, yurt dışındaki Türklerin eğitim ve emek verme alanındaki projeleri değerlendirmesi icap ettiğini söylemiş oldu.

Gencin, “Evlendin mi?” sorusuna “Evlenmedim, bir tek o kaldı.” yanıtını vermesi üstüne Erdoğan, “Bir o mu kaldı? Fazla geciktirme. Hayırlı işte acil ediniz.” açıklamasını yapmış oldu.

“1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu” projesinde vazife alan hanım mühendis Destina Cücen Yenidoğdu, projede yer alanlara ve desteği için Erdoğan’a teşekkür etti.

Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün her iki yakasındaki kulelerine Seyit Onbaşı’nın hatırasını yaşatacak top mermisi figürlerinin yerleştirildiğini ve böylece köprünün kulelerinin uzunluğunun Eyfel Kulesi’nin uzunluğunu geçtiğini bildirdi.

“KADIN MÜHENDİSLER 1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NDE ÇOK BÜYÜK BAŞARIYA İMZA ATTI”

Genç mühendislere tavsiyeleri sorulan Erdoğan, hanım mühendislerin 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu projesinde oldukca büyük başarıya imza attığını söylemiş oldu.

Erdoğan, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir’in de projede hanım mühendis ekibiyle emek vermeyi arzu ettiğini dile getirerek, “Her görüşmemde övgüyle bahsederdi. ‘Başkanım bakın benim ekibim hep kadınlardan oluşuyor, genç kızlar, genç mühendisler…’ vesaire diye. O kadar da heyecanlanıyordu. Ben de ona nükte yapardım. ‘Peki parayı da iyi veriyor musun?’ derdim. ‘Kendilerine sorabilirsiniz’ diyordu.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Hakikaten iyi maaş veriyor muydu?” sorusuna Yenidoğan, “Oldukça şükür Sayın Başkan’ım.” yanıtını verdi.

“YILMADINIZ, USANMADINIZ, MUHTEŞEM ESERİ MEYDANA GETİRDİNİZ”

Bir işin üretim yapılırken öğrenilmesinin hiçbir şeyle karşılaştırma edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söylemiş oldu:

“Kuram-pratik buluşmasında ergonomik oldukca mühim. Teoriyle pratiğin buluşmuş olduğu yer Çanakkale Köprüsü. Düşünün öyleki bir eseri meydana getiriyorsunuz ve yeri geldi bir ihtimal halatların üstünde gezdiniz. Ondan hepimiz ürker, korkar, çekinir filan fakat sizler yılmadınız, usanmadınız, baretlerinizle orada o adımı attınız ve görkemli eseri meydana getirdiniz. Tarih sizi bu eserle hep anacak.”

Erdoğan, tayyare sanayisinde mühendislerin atacağı adımların oldukca mühim olduğuna işaret ederek, “Doğal ara vermeden müdafa sanayinde olsun, bilhassa altyapı, üstyapıyla ilgili olsun Türkiye artık birçok şeyleri aştı, kırdı. Şimdi biz altyapı sorununu bir kere aştık. Altyapı problemi yaşamıyoruz artık, üstyapı da hakeza öyleki.” dedi.

“208 ÜNİVERSİTEMİZ VAR”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da çeşitli ülkelerden bir araya gelmiş olduğu öğretim üyelerinin, “Siz artık altyapı sorununu bitirdiniz. Sizin altyapı diye bir sorununuz yok. İstanbul’u daha ilkin de gelmiş, görmüştüm fakat şimdi bu gelişimde baktım ki İstanbul birçok şeyleri aşmış.” söylediğini özetleyen Erdoğan, şöyleki devam etti:

“Bunu diyenlerin hepsi de profesör. Şimdi birileri hani bir yerlerden ithal profesörler getirdiler ya… Biz işi bitirdik, altyapısıyla bitirdik, üstyapısıyla bitirdik. Tüm sorun şimdi bunu görmek. Eğer bunu görebiliyorsak sorun yok. Düşünün 76 üniversiteyle başladık, şu anda 208 üniversitemiz var. Fakat kim derdi ki Ağrı, Iğdır, Muş’ta üniversite olacak da Ağrılı, Iğdırlı, Muşlu Ahmet, Mehmet, buradan kalkıp İstanbul’a gitmeyecek, Ankara’ya gitmeyecek, burada kendi vilayetindeki üniversitede okuyacak.

Geçen hafta Urfa’da İbrahim Bey gene nüktesini yapmış oldu, ‘Urfa’da Oxford vardı da biz gitmedik mi?’ dedi. Hakikaten buralara bu üniversiteler getirilmedi ki. Yoksa bu ülkenin evlatları akıllı. Bu üniversitelerde okumak suretiyle oldukca daha erkenden bir bölgelere ulaşabilirlerdi. Fakat gel gör ki bizlerden ilkin gelen yönetimler ülkemizin dört bir yanını üniversitelerle donatmadılar fakat dört bir yanını biz üniversitelerle donattık, donatıyoruz. Biz diyoruz ki Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin kalkıp Muş’tan, Ağrı’dan Ankara’ya İstanbul’a gitmesin. Ankara, İstanbul, İzmir’deki profesörlerimiz gelsinler Ağrı, Muş, Iğdır, Hakkari’deki üniversitelerimizde yavrularımızı eğitsinler, yetiştirsinler. Biz bunu başardık.”

“MODERN ÜNİVERSİTELER KURDUK”

Erdoğan, üniversitelerdeki dönüşümün arkasından maliyeti oldukca daha düşük eğitim öğretimin sağlandığını belirterek, şunları kaydetti:

“Çağdaş üniversiteler kurduk ve çağdaş üniversitelerle birlikte sağ olsun hocalarımız da oralara gelip, oralarda derslerini vermek suretiyle birçok şeyi başardılar. Ben örnek olarak Rizeliyim. Örneğin Rize’deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin lojmanlarından tut her şeyini hassasiyetle düşündük. Niye? Öğretim üyesi oraya gelsin diye. Çağdaş lojmanlar ve 10-15 dakikada lojmandan öğretim üyemiz üniversiteye geçebiliyor, bu tarz şeyleri yaptık. Üniversite hakeza öyleki bir konumda. Şu anda 19 bin talebesi var. Biz bunu 81 vilayetimize yaydık ve bundan sonraki süreçte de bilhassa sizin branşlarınızda bu işi yaygınlaştırarak gençliğimizi oldukca daha yoğun bir halde teknik, teknolojik alanda da yetiştirerek geleceğe hazırlayacağız.”

Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi talebesi bir gencin, sıhhat politikalarında 2023 vizyonunun ne olacağına ilişkin sorusu üstüne Erdoğan, tıbbın oldukca mühim bir mevzu bulunduğunu altını çizdi.

Erdoğan, tıp alanında fiziki ihtiyaçların büyük oranda giderildiğinin altını çizerek, “Neyle? Kent hastaneleri, eğitim-araştırma hastaneleriyle… Eskiden Türkiye’de parası pulu olan Cleveland’a giderdi. Şimdi, buraya gitmeye gerek yok, bizim artık Cleveland’larımız var. Şu anda 20 tane dev kent hastanemiz var, yapılmakta olanlar var. Fakat ben bilhassa tıptaki hocalarımıza, profesörlerimize diyorum ki biz fiziki olanı hallettik, sizden ricamız, siz de şu anda uzman doktorlarımızı, doçentlerimizi bir an ilkin yetiştirin de artık insan noktasında açığımız kalmasın, bunu halledelim.” diye konuştu.

Erdoğan, YÖK Başkanı Erol Özvar’a ve TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal’a da bu konudaki görüşlerini ilettiğini belirterek, “Sizler şeklinde başarıya ulaşmış olan gençlere de ciddi manada ihtiyacımız var. Tanrı, zihninizi berrak, başarılarınızın devamını ziyade eylesin, tebrikler.” dedi.

“SAYIN KILIÇDAROĞLU, BİZE PAS ATTI”

Bir başka genç de başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifini anımsatarak, teklifi sunan milletvekillerine teşekkür etti.

Annesinin de bu mevzuda sorun yaşadığını dile getiren genç, “Bu mücadelenin aslen bizatihi baş kahramanı olan size, annem özelinde ülkemizdeki tüm annelerimiz, ablalarımız ve kardeşlerimiz adına da teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Gencin, “Değişim teklifinin içinde ne olduğu, bilgileri ne olacak, süreç iyi mi işleyecek ve bu bağlamda altılı masanın bu mevzu hakkında herhangi bir ortak noktada, fikirde bir araya gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?” sorusu üstüne Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“Aramızda bu işin çilesini çekmiş olan oldukca arkadaşımız var. Dün, Grup Başkanvekilimiz Hasret Hanım, orada başı örtülü, başı açık bir grup arkadaşımızla basın açıklamasını yapmış oldu. Bu basın açıklamasıyla beraber, bir süreci başlattık. Buna gerek var mıydı? Aslına bakarsak buna gerek yoktu. Fakat, burada sağ olsun Sayın Kılıçdaroğlu, bizlere bir yerde bir pas attı. Bizim de bu pası değerlendirmemiz lazım. Arkadaşlarla derhal çalışmaya başladık ve dedik ki ‘Yasal düzenlemeyle bu iş çözülmez. Ne olacak? Yapmamız ihtiyaç duyulan şey, gelin biz bir anayasal düzenleme yapalım ki önüne gelen bu mevzuyu istismar etmesin.’ Şu sebeple, Sayın Kılıçdaroğlu’nun yapmış olduğu bir istismardı, geçmişte bunu yaptılar, defaatle yaptılar.

Numan Bey’in eşi de bu çileyi geçmişte oldukca çekti. Aynı şekilde benim kızlarım İmam Hatip’te okumalarına karşın onlar da bu çileyi oldukca çektiler. Bizim aile, okul kapısına gidip kızlarımızı bekledi. Öyleki oldu ki ben kızlarımdan bir tanesini İstanbul’dan alıp Trabzon’a götürmek durumunda kaldım. Son sınıfını Trabzon’daki İmam Hatip’te okudu. Orada da benim İmam Hatip’ten bir dostum müdürdü, ‘Gönder bana, merak etme’ dedi. Düşünebiliyor musunuz, İmam Hatip’te bile başörtüsüyle ilgili problem var.”

“GEREKİRSE, İHTİYAÇ OLURSA BU İŞİ REFERANDUMA DA GÖTÜREBİLİRİZ”

Mevzunun yalnız başörtüsü problemi olmadığı değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, “Başı örtülü yada başı açık, burada kızlarımıza meydana getirilen bu zulüm hakikaten ifade edilemez. Şu sebeple tam manasıyla bir hak ve özgürlük mücadelesi. ‘Eğitim öğretimde bir hak ve özgürlük mücadelesini anayasal güvence altına alalım ve bundan sonrasında bu iş paspas haline getirilmesin’ dedik. Şimdi kendi içlerinde bu işin tartışması başladı. Bakalım nereye kadar bu mevzuda samimiler, bunu göreceğiz.” dedi.

Erdoğan, kendilerinin bu mevzuda samimi olduklarına işaret ederek, şöyleki konuştu:

“Altılı masanın içinde samimi olanlar, olmayanlar, bunu da göreceğiz. Şu anda yola çıktık, arkadaşlarımız bayanlar olarak bu basın toplantısını yapmış oldu ve sonuna kadar işin takip edeni olacağız.

Gerekirse, gereksinim olursa dedik ki bu işi referanduma da götürebiliriz. Bununla neyi demek istiyoruz? Millete gidelim. Millet, nihai sonucu verecek olan. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ demiyor muyuz? ‘Milletindir’ diyoruz. Eğer bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri neresi? Millet, gideriz millete. Şu sebeple bu ülkede artık başı açık, başı örtülü bu şekilde bir problem olmaması lazım. Söze geldiği süre ‘Yüzde 99’u Müslüman’ diyoruz. Tamam, nedir o süre bu kavga, bu sorun ne? Bırakalım, hepimiz kolaylıkla eğitimini, öğretimini yapsın. Herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden. ‘Gitsin temizlikçilik yapsın’ diyebiliyorsun, ‘Çarşıda pazarda şunu bunu yapsın’ diyebiliyorsun, tamam da okumasına niye engel oluyorsun? Okusun. Doğrusu tabip olması yasak, mühendis olması yasak, temizlikçi olması yada tarlada, herhangi bir yerde ziraatçi olması özgür. Bu şekilde bir adaletsizlik olur mu? Bu, insan haklarına bir kere ters.”

Erdoğan, bundan sonraki süreci takip edeceklerini belirterek, “Temennim odur ki parlamentoda beklenen sayıyı da almak suretiyle yola devam ederiz.” dedi.

“Türkiye’nin dört bir tarafında devam eden ulusal projelerde her başarıya ulaşmış haberden sonrasında neler hissettiğinizi anlatır mısınız?” sorusu üstüne Erdoğan, naturel gaz ya da petrol çıkmış olduğu süre orada yaşanmış olan luğu, kendilerinin de İstanbul ya da Ankara’da yaşadığını belirtti.

Erdoğan, “Sakarya’da 540 milyar metreküplük rezervi (naturel gaz) çıkarıyoruz. Raman’da da süreç ardı ardına geliyor. Bunlar bizi yurt dışına muhtaç olmaktan kurtaracak.” diye konuştu.

Tüm bunların Türkiye’yi yurt dışına muhtaç olmaktan kurtaracağına işaret eden Erdoğan, “Biz, bizlere yeter hale geleceğiz. Fakat 8 yıl, fakat 10 yıl… Bu, Türkiye’nin oldukca büyük bir başarısı olacak. Bunu başardığımız andan itibaren de biz, vatandaşımıza daha ucuz şartlarda naturel gaz verme olanağına kavuşacağız.” diye konuştu.

Eskiden doğru dürüst sismik araştırma gemisi olmayan Türkiye’nin, bugün 4 sondaj gemisinin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bunların, Türkiye’ye derslik atlattığını altını çizdi.

Yalnız sismik araştırmayla, sondaj çalışmalarıyla kalmayıp gerekirse açık denizlere, değişik ülkelere giderek, buralarda da emek verme yapılabileceğini dile getiren Erdoğan, şöyleki konuştu:

“Şimdi bizim bu gemilerimizi alma fiyatına baktığımız süre, o denli uygun fiyatlarla, o denli uygun şartlarda aldık ki… Türkiye, ‘Bir başka ülkeden vapur alabilir miyim, kiralayabilir miyim’ bu tarz şeyleri düşünürken, şimdi bu safhaya gelmiş oldu. Bu, Türkiye’nin derslik atlamasıdır. Bu, Türkiye’nin kendi kendine yetme sürecidir. Bununla beraber de biz, yalnız kendi denizlerimizde değil, inşallah başka ülkelerin denizlerinde de internasyonal sularda da bu tarz şeyleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.”

Başbakanlığı döneminde merkezi ABD’da olan enerji şirketi Chevron ile bir anlaşmalarının bulunduğunu özetleyen Erdoğan, “Chevron ile yaptığımız anlaşmada kendilerine demiştik ki biz, size para vermeyiz, bulun, bulduğunuz süre yarısı sizin, yarısı bizim. Bunlar çalıştılar, bulamadılar. Bulamayınca da ayrılıp gittiler. Bu, bizlere neyi kazandırdı? İşte bu sismik araştırma gemileriyle sondaj gemilerini kazandırdı.” dedi.

“SAVUNMA SANAYİİ ŞİMDİ YÜZDE 80 YERLİ”

Bu gemilerin Türkiye’nin gücüne güç kattığını belirten Erdoğan, son olarak bir geminin daha alındığını, onun da kısa sürede filoya katılacağını söylemiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte genç beyinlerin önemine vurgu yapmış oldu.

“Müdafa sanayiine meydana getirilen yatırımlar, uzay alanında yapılacak yatırımların habercisi midir?” sorusu üstüne Erdoğan, “Uzay alanındaki çalışmayla ilgili, uzaya bir Türk’ün gönderilmesi çalışmamız vardı. Bununla ilgili Endüstri ve Teknoloji Bakanımız şu anda gitmeye hak kazanan arkadaşları bana getirdi, görüştük. Ve bunların içinden bir tanesini uzaya yollayacağız. Ve ilk adımı böylece atmış olacağız.” yanıtını verdi.

KIZILELMA AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk insansız cenk uçağı Bayraktar Kızılelma’daki son durumun sorulması üstüne, “Kızılelma oldukca fazla sürmeyecek. Selçuk Bey’in ifadesine gore, herhalde bir ay içinde Kızılelma’yı uçurma durumu olabilir. O kadar da görkemli bir yapıt olacak. Tanrı utangaç etmesin. Hakikaten Kızılelma’yı yakalayacağız.” yanıtını verdi.

Konya’daki gençlerle buluşmasında yamaç paraşütü sporuyla ilgilenen genç bir kızla arasındaki diyaloğun ve ona verdiği “Bir bakalım” cevabının anımsatılıp, “Çocuklarınıza bir bakalım yanıtını veriyor musunuz?” soruna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“Bungee jumping…. Korkuyorum. Kızlarımdan bir tanesi bu tarz şeyleri yapardı, daha ufak, üniversite yılları. Onu yapmış olduğu anda aman Tanrı’ım ne tehlikeli bir şey. Kızımı bu kadar seviyorum. Varı yoğu iki kızım var. Üniversiteye gidiyor, Tanrı göstermesin, orada negatif bir şey olursa ne yapacağız? Tedbiri elden bırakmayacağız değil mi? Ben, o kızımıza da oradan ürkerek söyledim. Paraşüt vakasına oldukca kurban verdik, sevgimden bunu söyledim, muhabbetimden söyledim. Hele lunaparklarda olan hadiseleri görüyorsunuz, bundan. ‘Tayyare pilotu olacağım’ söylediğinde ben sana durma yürü derim.”

ERDOĞAN, PROGRAM SONUNDA KONSERE EŞLİK ETTİ

Erdoğan, program sonunda, Samsun Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun seslendirdiği şarkıları dinleyerek, “Birlikte yürüdük biz bu yollarda” şarkısına birlikte rol aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Isabelle’ şarkısını seslendirmesiyle toplumsal medyada ünlenen 12 yaşındaki Fevzi Kaan Türker’i de dinledi.

Türker ile söyleşi eden Erdoğan, “Birazcık kilo vermen lazım değil mi?” dedi. Türker de kilo vermek için diyetisyene gideceğini söylemiş oldu.

Erdoğan’ın “Fakat hakkı, boya verir. Ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Şu güzelliğe bak. Tanrı nazardan saklasın.” demesi üstüne Fevzi Kaan Türker, “Teşekkür ederim Başkanım, siz daha güzelsiniz.” karşılığını verdi.

Ailesi de evlatlarının konservatuvarda okumak istediğini belirterek, Fevzi Kaan Türker’e bu yönde ek ders aldırdıklarını beyan etti. (AA)