İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü araştırma görevlisi ve İTÜ mezunu Hüseyin Toros tarafından İstanbul'da algılanan sıcaklık üzerine bir çalışma yapıldı. öğrencisi Yiğitalp Kara ve İTÜ doktora öğrencisi Merve Yılmaz.
TÜBİTAK projesi kapsamında yürütülen çalışmada İstanbul'daki 30 farklı meteoroloji istasyonundan elde edilen verilerle hava sıcaklığı, rüzgar hızı, bulut örtüsü ve bağıl nem gibi atmosferik değişkenler incelendi.
Bunun sonucunda yaz aylarında sıcak hava en çok kentin güneyinde yer alan Kartal ve Maltepe'de ölçüldü.
Kuzeydeki Şile, Beykoz, Sarıyer, Üsküdar, Ümraniye, Eyüpsultan ve Sancaktepe ise yüksek sıcaklıklardan etkilenen ilçeler arasında ikinci sırada yer aldı.
Araştırma, etrafı ormanlık alanlarla çevrili Çatalca'nın sıcaktan en az etkilenen bölge olduğunu gösterdi.
Kuzey ormanları canlandırıcı
SAMÜ araştırma görevlisi ve İTÜ yüksek lisans öğrencisi Yiğitalp Kara, özellikle şehirlerde ve yerleşim yerlerinde ısınmanın yol açtığı kırılganlıkların ve risklerin arttığını söyledi.
Dünyanın birçok şehrinde olduğu gibi İstanbul'da da hızlı nüfus artışının arazi kullanımında değişikliklere ve iklim değişikliğine yol açtığını belirten Kara, bu durumun kentsel ısı adalarının yoğunluğunun güçlenmesine yol açtığını söyledi.
Kara, insanların hava sıcaklığını algılama biçiminin nem, rüzgar, bölgesel iklim özellikleri ve fizyolojik özellikler, çalışma koşulları, kıyafet kalınlığı gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterdiğine dikkat çekti.
İklim değişikliğinin insan sağlığı ve termal konfor üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Kara, yaz aylarındaki yüksek sıcaklıkların yaşam kalitesi ve ruh sağlığı açısından risk oluşturmasının yanı sıra ölüm ve hastalık oranlarını da artırdığını vurguladı.
Kara, şunları söyledi: “Hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme ve ormansızlaşma, sıcaklığın en çok İstanbul'da hissedilmesi anlamına geliyor. Nüfus yoğunluğunun ve kentleşmenin daha fazla olduğu İstanbul'un güney kesimlerinde sıcaklık artışlarının kuzeye göre daha belirgin olduğunu tespit ettik. Şehrin güneyinde yer alan özellikle adalar olmak üzere mahallelerde Bakırköy, Büyükçekmece, Fatih, Güngören, Maltepe, Kadıköy, Kartal, Şişli ve Tuzla'nın sıcaktan etkilenen yüksek sıcaklıktan en az etkilenen mahalleler olduğunu, ardından Arnavutköy'ün geldiğini tespit ettik. Silivri ve Çekmeköy.” Dedi.
Beton ve asfalt yüzeyler ısıyı emer ve korur
Kara, algılanan ısının beton, asfalt gibi ısıyı emen ve tutan yüzeylerin ağırlıklı olduğu yerlerde daha fazla, ormanlık alanlarda ise daha az hissedildiğine dikkat çekti.
İstanbul'da yazın ortalama hava sıcaklığının 20,9 ile 25 derece arasında değiştiğini belirten Kara, şöyle konuştu: “Şehirleşmenin yoğun olduğu güney ilçelerinde hissedilen ortalama sıcaklık Kartal'da 25 derece, Bakırköy'de 24,7, Kadıköy'de 24,6 derece.” En düşük sıcaklığın Çatalca'da 20,9 derece, Arnavutköy'de 22,8 derece ve Çekmeköy'de 22,7 derece olduğunu belirledik.” dedi.
Yaz aylarında bağıl nem konusunda da çalışma yaptıklarını belirten Kara, şöyle konuştu: “İstanbul'da 5 yıllık dönemde bağıl nem oranı yüzde 72,6 olarak belirlendi. En yüksek ortalama bağıl nem değerleri ise yüzde 84,3 ile Çatalca'da gerçekleşti. Kuzeyde geniş orman alanları, Arnavutköy'de ise %84,3'ü var.” Bu oran Şile'de yüzde 81,4, yüzde 80,9, Adalar bölgesinde ise yüzde 83,3 olarak ölçüldü. Yaz aylarında en düşük bağıl nem ise yüzde 66,9 ile Kartal'da, yüzde 67,4 ile Bakırköy'de ve yüzde 68,5 ile Şişli'de gerçekleşti. “Çatalca'da bağıl nem yüksek olsa da vatandaşların algıladığı sıcaklık daha düşük.” değerlendirmesini yaptı.