Muhalefet tarafından ‘sansür yasası’ olarak anılan ‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’ neler içeriyor?

Kaynak, Getty Images
İktidar kanadı tarafınca özetlemek gerekirse “Dezenformasyonla Savaşım Yasası” adıyla anlatılan, yasaya itiraz edenler tarafınca “sıkıdüzen yasası” ve “toplumsal medya yasası” olarak anılan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişim Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediyor.
Kanun teklifinin ilk iki maddesi Genel Kurul’da kabul edildi. Buna bakılırsa, web haber sitelerinde çalışanlar basın mensubu sayılacak ve basın kartı için İletişim Başkanlığı’na başvurabilecek. Radyo, tv, kamu kurum ve kurumlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu mensubu de basın kartı alabilecek.
Değişen ikinci maddeyle web haber siteleri de süreli gösterim tanımı kapsamına alınacak.
40 maddeli kanun değişikliği teklifi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediyor.
Kanun teklifi geçen yasama döneminde AKP ve MHP’li milletvekillerinin imzalarıyla Meclise sunulmuş, Hakkaniyet Komisyonu’nda tartışmalar eşliğinde kabul edildikten sonrasında Genel Kurul’a sevk edilmişti.
Basın meslek örgütlerinin “sıkıdüzen yasası” olarak tanımladığı düzenlemeler hapis cezaları da öngörüyor.
Teklif, “Halk içinde kaygı, korku yada ürkü yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde açıkca yürüyerek” kişilerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyor.
Ek olarak Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nın faaliyetleri ve personeline yönelik kabahat teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak.
Basın meslek örgütleri niçin karşı çıkıyor?
Yasa teklifi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başladığında, basın meslek örgütleri temsilcileri ve gazeteciler siyah maskelerle Genel Kurula giriş yapmış oldu ve onları CHP’li milletvekilleri “Sıkıdüzen yasasına hayır”, “Basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz”, “Anayasa’ya aykırı yasa geri çekilsin” yazılı dövizlerle karşıladı. HDP’li ve İYİ Partili milletvekilleri de alkışlarla yasaya tepki gösterdi.
Genel Kurulu’da görüşmeler başlamadan ilkin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), DİSK Basın İş, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRYAYBİR) basın toplantısı düzenleyerek bir kez daha itirazlarını dile getirdi.
Kurum temsilcilerinin konuşmalarının arkasından paylaşılan ortak metinde şu ifadelere yer verildi:
“4 Ekim 2022 Salı günü TBMM’ye gelmesi beklenen Toplumsal Medya Yasa Tasarısı meslek örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanmıştır. TBMM’deki komisyon toplantılarında meslek örgütü temsilcilerine kafi süre verilmemiş, tavsiyeler de dikkate alınmamıştır.”
“Tek sesli bir cemiyet yaratmak, korku iklimini canlı tutmak, sansürü ve oto sansürü ağırlaştırmak amacını taşımaktadır. Tutuklu gazeteci sayısını artıracaktır. Seçim öncesi gazetecilerin haber yapmasını, yurttaşın habere erişimini ve haberin özgür dolaşımını engelleyecek olan yasa, ek olarak toplumsal muhalefeti de susturmayı hedeflemektedir.”
TGS ek olarak altı ilde “Sıkıdüzen Yasasına Hayır” talebiyle değişik illerde basın açıklaması yaparak teklifin geri çekilmesi çağrısı yapmış oldu. Bu taleple gazeteciler ortak dilekçe metnini imzalayarak TBMM Başkanlığı ile AKP, MHP, CHP, HDP ve İYİ Parti grup başkanlıklarına iletti.
Ortak dilekçede, “Teklifin 29. maddesiyle Türk Ceza Kanunu’na 217/A maddesi olarak eklenmesi planlanan ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma’ suçu muğlaktır, sübjektif değerlendirmelere açıktır. Zamana, kişilere ve koşullara bağlı olarak her uygulamacı tarafınca değişik yorumlanması olası bu düzenlemeyle, yalnızca gazeteciler değil tüm cemiyet ciddi bir cezai tehdit ile karşı karşıya bırakılmakta, ifade ve basın özgürlüğü yok edilmektedir” ifadesine yer verildi.

Kaynak, TGS
Teklif iyi mi gündeme geldi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl yazları ülke çapında yaşanmış olan büyük yangınların arkasından toplumsal medyadan meydana getirilen bazı paylaşımlara tepki göstererek, “dezenformasyon ve yalan haberle savaşım” için yasal düzenleme yapılacağını açıklamış ve parti buna dönük emek harcama başlatmıştı.
İktidar partisinin ortalama 8 aydır üstünde çalmış olduğu yasal düzenleme çalışmasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, geçen Razaman ayındaki iftar buluşmasının arkasından hız verilmişti.
İktidar partisi kaynakları, yeni yapılacak düzenlemede Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamaların incelendiğini ve “özgürlük-yaptırım” dengesinin de bu kriterlere bakılırsa düzenleneceğini ifade ediyor.
Teklif başka neler içeriyor?
Yasa teklifi, “dezenformasyon” ve yalan haber yayma suçu tanımının Türk Ceza Kanunu’na eklenmesini öngörüyor. Yasa teklifi ile toplumda korku ve ürkü yaratan yada nefret söylemi içeren gerçeğe aykırı detayları toplumsal medya üstünden yaymak, müstakil bir kabahat olarak düzenlenecek.
TCK’ya eklenen yeni madde ile “halkı yanıltıcı bilgiyi açıkca yayma” suçu tanımlanıyor. Suçun oluşması için şu beş koşul aranacak:
- Yayılan haber gerçek değilse
- Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa
- Halk içinde korku, ürkü ve kaygı oluşturma kastı var ise
- Kamu barışını bozmaya yönelik ise
- Açık ise
Dezenformasyon içeren içeriklerle ilgili yaptırımlara, görevlendirilecek mahkemelerin karar vermesi öngörülüyor.
Yeni düzenleme ile toplumsal medya platformlarına Türkiye ofisi açma ve Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu getirilecek. Temsilcinin gerçek şahıs olması halinde bu kişinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması gerekecek.
Kişilik hakkının zedelenmesi şikayeti ile içerik kaldırma için mahkeme sonucu çıkarıldığında bu içerik her site ve platformdan çıkarılacak.
Tüm haber siteleri, yayınladıkları içerikleri saklamak zorunda olacak.
Yeni yasa ile künye belirtmeksizin web haberciliği yapmak mümkün olmayacak. Bir gazete için geçerli kurallar, haber üreten web siteleri de ilgilendiriyor olacak.
Ek olarak, reşit olmayanların web ortamında korunması nedeni öne sürülerek de bazı engellemeler uygulanacak.
Yoruma kapalı.