Robin Levinson-King, BBC News, Toronto
Kaynak, Getty Images
Kanada’da, İkinci Dünya Savaşı sonrası doğan ve “baby boomer” olarak adlandırılan kuşağın iş hayatından çekilmeye başlamasıyla oluşan boşluğu doldurmak için 1,5 milyon yeni göçmen alınması planlanıyor.
Bu ay başlangıcında, hükümet 2025’e kadar yılda 500 bin göçmenin ülkeye kabul edilmesini öngören planı duyurdu.
Sadece meydana getirilen anketlere gore, açıklanan sayının bu kadar yüksek olması endişeleri de bununla beraber getirdi.
Nüfusunu korumak ve ekonomisini büyütmek isteyen Kanada, senelerdir süre sınırı olmaksızın oturum hakkı kazanmış sadece yurttaş olmamış kişiler için ülkeyi çekici hale getirmeye çalıştı.
Geçtiğimiz yıl, şimdiye kadarki en yüksek sayı olan 405 bin kişiye sınırsız oturum verildi.
Sebebi kolay bir matematikle açıklanabilir. Doğum oranı düşük olan Kanada’nın nüfusu, pek fazlaca Batı ülkesi şeklinde yaşlanıyor.
Yani eğer büyümek istiyorsa, göçmen kabul etmek zorunda.
Bugün Kanada vatandaşlarının dörtte biri başka bir ülkeden göç edenlerden oluşuyor. Bu, G7 ülkeleri arasındaki en yüksek oran.
Oxford Üniversitesi’nde göçmenler üstüne çalışan Madeleine Sumption, dünyanın en geniş yüzölçümlerinden birine haiz olan Kanada’nın nüfusunun 38 milyondan birazcık fazla bulunduğunu hatırlatıyor. Dolayısıyla artan nüfus için yeterince alan da var.
McMaster Üniversitesi’nden politika bilimci Geoffrey Cameron, Kanada şeklinde pek fazlaca ülkenin nüfus yaşlanması ve düşük doğum oranlarıyla karşı karşıya bulunduğunu söylüyor. Sadece herhangi bir göçmen politikasının başarı göstermiş olmasının toplumun desteğine bağlı bulunduğunu belirtiyor.
Örneğin cenup sınırından gelen göçmenlerin sayısı tüm zamanların en yükseğine ulaşan ABD’de, iş imkanlarının yetersizliği kaygısı var.
Brexit öncesi İngiltere’sinde de Doğu Avrupa ülkelerinden gelenler, göçe karşı ters tepki yaratmıştı.
Ancak Kanada’da tarihsel olarak göçe karşı büyük bir destek var.
Cameron bunun sebebi olarak, Kanada halkının hükümetin göçü iyi ve ülkenin çıkarına uygun bir halde yöneteceğine güvenmesini gösteriyor. Fakat bu tabi ki ülkede hiçbir göç endişesi olmadığını göstermiyor.
Geçtiğimiz yıllarda ABD sınırından doğru bir göç akını Kanada’da da tepki çekmişti.
Kanada’nın her yıl 500 bin göçmen kabul edeceğini açıklaması ülkenin değişik bölgelerinde değişik tepkiler aldı. Mesela kendi göçmen kabul limitini belirleyen Quebec yılda 50 binden fazla kişiyi alamayacağını deklare etti.
Kanada’ya özgü
Kanada’yı öteki Batı ülkelerinden ayıran öteki bir şey de ekonomik göçe verdiği ehemmiyet.
Kanada’da sınırsız oturumu olanların neredeyse yarısı kabiliyetlerinden dolayı ülkeye kabul edildi. Hükümet 2025’e kadar bunun yüzde 60’a erişmesini umuyor.
Kanada 1960’larda değişik ülkelerden değişik hedeflere yönelik göçmen alımını besleyen kota sistemi yerine ülke ekonomisine katkıda bulunacak yetenekli göçmenerin kabulünü öngören puan sistemine geçti.
Cameron bunun hala devam ettiğini ve kendine özgü bir yöntem bulunduğunu belirtiyor.
Yoruma kapalı.