İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hudeyde limanının insani amaçlarla kullanılmadığına, Husilerin askeri operasyonlarına ev sahipliği yaptığına inanıyor.
İsrail ordusu, Cuma günü Tel Aviv'de bir kişinin ölümüne yol açan Husi insansız hava aracı saldırısına tepki olarak batı Yemen'deki bazı hedeflerin vurulduğunu duyurdu. Batı liman kenti Hudeyde'ye yönelik operasyonda çok sayıda “askeri hedefin” imha edildiği iddia edilirken, “operasyonun İsrail'e son aylarda düzenlenen yüzlerce saldırıya misilleme olduğu” iddia edildi.
Husi kontrolündeki Sana'daki hükümet yetkilileri, İsrail saldırısında Hudeyde'deki petrol depolama tesisleri ve bir elektrik santralinin vurulduğunu duyurdu. Sivil kayıpların da olduğu iddia edilirken sayı verilmedi.
Geçtiğimiz gün Husi sözcüsü Tuğgeneral Yahya Seri, İsrail'in Hudeyde'ye yönelik hava saldırısına ilişkin yorum yapmak üzere kameraların karşısına çıktı. Seri, “Yemen silahlı kuvvetleri bu saldırıya karşılık verecektir. Allah'ın izniyle düşmanın hayati hedeflerini vurmaktan çekinmeyeceğiz.” dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cumartesi günü katıldığı bir televizyon programında Hudeyde'nin “insani amaçlarla kullanılan bir liman olmadığını”, İran'dan gelen silahların bu limandan Yemen'e girebileceğini söyledi.
Netanyahu, “Hamas ve Hizbullah gibi Husiler de İran'ın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu eksen sadece İsrail'e karşı değil, tüm dünya barışını da tehdit ediyor. İsrail, uluslararası toplumdan İran'ın saldırganlığını önlemesini ve seyrüsefer özgürlüğünü korumasını bekliyor.” söz konusu.
İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari, Hudeyde'ye düzenlenen saldırı sırasında hiçbir ülkeden destek gelmediğini, operasyonun kendilerine ait olduğunu söyledi.
“Husilerin eylemleri saldırganlığa dayanıyordu. Uluslararası hukuku ihlal ederek barış ve güvenliği tehlikeye attılar. İsrail'in bugün gerçekleştirdiği bu operasyon meşru müdafaa niteliğindeydi.” dedi.
Husiler, İsrail'in Gazze'yi işgaline tepki olarak Ekim 2023'ten bu yana Kızıldeniz'deki kargo ve kargo gemilerine saldırıyor.
İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasında çatışmalar 7 Ekim'de yeniden alevlendi.
İsrail sınırını geçerek baskın düzenleyen Hamas militanları, 7 Ekim'deki saldırısında çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürmüş, 250'ye yakın kişiyi de rehin almıştı. Rehinelerin yaklaşık yarısı Kasım ayında, bir haftalık ateşkes sırasında İsrail'in elinde bulunan Filistinli mahkumlarla değiştirilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun (BMGK) derhal ateşkes ilan etme kararına rağmen, 7 Ekim Hamas saldırısının ardından Gazze'de sivillere saldırmaya ve katliam yapmaya devam etmesi nedeniyle uluslararası kınamayla karşı karşıya kaldı.
Gazze sağlık yetkililerine göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 38 binden fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84 bin 700 kişi de yaralandı.
Yıkılan Gazze'nin pek çok yerinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hâlâ çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı davada İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçlanıyor.
Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetimine, 6 Mayıs işgali öncesinde bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurma talimatı verdi.