Hindistan’da ağaca asılı bulunan kız kardeşler: Mağdur ve zanlıların ailelerinden polise itiraz

Hindistan’ın en kalabalık eyaleti Uttar Pradeş’te iki genç kız kardeşin cesetleri bir ağaca asılı şekilde bulunduktan birkaç saat sonrasında polis yetkilileri vakası çözdüklerini ve altı kişiyi gözaltına aldıklarını belirtti.

Ancak kız kardeşlerin ve gözaltına alınan kişilerin aileleri soruşturma hakkında çekinceleri bulunduğunu ve olayın polisin aktardığından değişik şekilde geliştiğini söylemiş oldu.

Diğer taraftan bazı siyasetçiler ve medya müesseselerinin, gözaltına alınan adamların işledikleri iddia edilen suçtan fazlaca Müslüman olmalarına odaklanmaları tepki çekiyor.

BBC muhabirleri Geeta Pandey ve Vineet Khare, Hindistan’ın Lakhimpur bölgesine gezi edip hikayenin yanıtlanmamış sorularına yanıt aradı.

Genç kızların cesetlerinin bulunmasının üstünden 24 saat geçmeden polis bir basın toplantısı düzenledi ve gözaltına alınan kişilerin isimlerini deklare etti.

Baş zanlının, toplumun en alt seviyesindeki Dalit kastı üyesi bir adam olduğu açıklandı.

Bu şahıs, Dalit kastı üyesi olan genç kızların komşusu.

Diğer beş şahıs ise yakındaki bir kasabada yaşayan Müslüman erkeklerdi.

Polis müfettişi Sanjeev Suman, gözaltına alınan adamların “suçlarını itiraf ettiğini” ve vaka hakkında tüm bilgileri paylaştığını aktardı.

Suman, “[Baş zanlı], kız kardeşleri Müslüman erkeklerden iki tanesiyle tanıştırdığını ve arkasından dost olduklarını,” vaka esnasında kızların “kendi istekleriyle onların motosikletine bindiğini” söylemiş oldu.

Suman, baş zanlının ifadesini şu sözlerle paylaşmaya devam etti: “Kız kardeşler evlenmek için onların üstünde baskı kurunca sinirlendiklerini ve bu yüzden onlara saldırı edip boğarak öldürdüklerini aktardı. Arkasından kızları ağaca asmak için iki kişiden daha yardım istediler.”

Ancak zanlıların aileleri polisin aktardığı açıklamalara itiraz etti ve onların suçsuz bulunduğunu öne sürdü.

Aileler, gözaltındaki adamların bazılarının 18 yaş altında bulunduğunu ve polis karakolunda fena muameleye maruz kaldığını söylemiş oldu.

Kız kardeşlerin ailesi de polisin açıklamalarına karşı çıktı, kızları hakkında negatif ifadelere yer verildiğini söylemiş oldu.

Vakaya şahit olan tek şahıs kızların annesiydi.

Anne, 15 ve 17 yaşlarındaki kız kardeşlerin evlerine motosikletle gelen üç adam tarafınca kaçırıldığını aktardı.

BBC’ye konuşurken gözyaşlarına boğulan anne şu ifadeleri kullandı:

“Onların peşinden koşmaya çalıştığımda erkeklerden bir tanesi karnıma tekme attı ve yere düştüm.”

Anne, tekrar ayağa kalktığında kızların ortadan kaybolduğunu söylemiş oldu.

Kızların babası ise tarladan dönerken eşinin ona fena haberi verdiğini söylemiş oldu.

Kasabalılar küçük gruplar halinde şeker kamışı tarlalarında kızları aramaya başladı.

Yaklaşık iki buçuk saat devam eden arayıştan sonrasında kızlar bir ağaca asılı halde bulunmuş oldu.

Baba, gözyaşlarını silerek o anı söyledi:

“Birden hepimiz ‘buradalar, buradalar’ diye bağırmaya başladı. Ikimiz de derhal polisi aradık.”

Aile, kız kardeşlerin fazlaca çalışkan bulunduğunu ve hiçbir süre dışarı tek başlarına çıkmadıklarını söylemiş oldu.

Aile, bununla beraber kızların zanlıları tanımış olduğu iddiasını reddetti.

Genç kızları öldürmekle suçlanan beş Müslüman zanlı, onların evinden birkaç kilometre uzaklıkta yaşıyordu.

Erkeklerin ailesi, evlatlarının genç kızları tanıyıp tanımadığını bilmediklerini, sadece onların katil olmadığını söylüyor.

Erkeklerden birinin babası, BBC muhabirleriyle konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı.

Baba, polisin gece geç bir saatte evlerine geldiğini ve işe gitmek için yola çıkan oğlunu kapıya çağırmasını istediğini söylemiş oldu.

Arkasından polisin onu bulunmuş olduğu otobüsten indirerek gözaltına aldığını söylemiş oldu.

Baba, “Ben de o sırada polis aracındaydım fakat oğlumu başka bir araca aldılar. Sonrasında onun bacağından vurulduğunu öğrendim. Niçin vurduklarını bilmiyorum. Polis, kaçmaya çalıştığını ve o yüzden vurduklarını söylemiş oldu. Fakat kaçmıyordu, geri dönüyordu” dedi ve sözlerine devam etti:

“Sonucunda suçlu bulunduğunu kanıtlayabilirlerse onu asabilirler fakat doğru dürüst bir soruşturma yapmalılar.”

Aileler bununla beraber zanlıların erişkin olduğu iddiasını da reddediyor.

Resmi kimliklerine gore zanlılardan bir tanesi 2008 senesinde hayata merhaba dedi, doğrusu 14 yaşlarında. Bir diğeri ise 17 yaşlarında.

BBC’ye konuşan polis müfettişi Suman ise ailelerin bu itirazlarını kabul etmiyor.

Suman, “Adamların erişkin olmadığına dair herhangi bir kanıt yok. Tıbbi bulgular da erişkin olduklarına işaret ediyor. Eğer bunun aksine işaret eden bir data almazsak onları erişkin olarak kabul ediyoruz” diyor.

Dalit ve Müslüman köylerde yaşayan halk, olayın herhangi bir dini boyutu bulunduğunu düşünmüyor.

Ancak Baharatiya Janata Partisi (BJP) ve Hindistan’ın bazı eyaletlerindeki siyasetçiler gözaltına alınan kişilerin Müslüman olmasına dikkat çekti.

BJP Partisi Uttar Pradeş sözcüsü Anila Singh, olayın bir “Aşk Cihadı” vakası olabileceğini aktardı.

Hindistan’da Müslüman adamların, Müslüman nüfusunu çoğaltmak niyetiyle Hindu hanımefendileri evlilik için kandırdığı iddiasına “Aşk Cihadı” adı veriliyor.

BBC’ye konuşan Singh, “Soruşturma bunun Aşk Cihadı vakası olup olmadığını ortaya çıkaracak. Daha ilkin buna benzer vakalar yalnız Uttar Pradeş’te yada Hindistan’da değil, dünyanın birçok bölgesinde yaşandı. Bu acı bir gerçek” diyor.

Geçen hafta Çarşamba günü, olayın gerçekleşmesinden tam yedi gün sonrasında polis, zanlılardan dört tanesini “vaka anını yine canlandırmak için” Tamoli Purva köyüne götürdü.

Zanlılardan bir tanesi bacağından yaralanan ve topallayarak yürüyen adamdı.

Polisle beraber yürüyen zanlılara birden bir gazeteci mikrofon uzattı ve pişmanlık duyup duymadıklarını öğrenmek istedi.

Zanlılardan biri, “Bizim bu vakayla hiçbir ilgimiz yok. Orada bile değildik” yanıtını verdi.