Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Yunanistan mesajı: Eğer rahat durmazlarsa gereğini yaparız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mardin’de düzenlenen “Türkiye Yüzyılı-Değerlerin Yüzyılı” programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve ulusal imkanlarla geliştirilen Tayfun füzesi, Yunanistan ile ilişkiler ve seçimlere ilişkin mühim açıklamalarda bulunmuş oldu. İşte haberin bilgileri…

Erdoğan, bir otelde düzenlenen, “Türkiye Yüzyılı-Değerlerin Yüzyılı” programında yapmış olduğu konuşmada, binlerce senelik tarihiyle medeniyetler havzası olan Mardin’in Türkiye’nin adeta bir özeti bulunduğunu söylemiş oldu.

Türk, Kürt, Arap, Süryani, Ezidi’nin bir arada yaşamış olduğu Mardin’in, İstanbul ve Hatay ile beraber hoşgörü başkentlerinden biri bulunduğunu aktaran Erdoğan, aynı şekilde, Anadolu’nun dört bir yanında, değişik mezheplerden Hristiyan ve Musevi vatandaşların da refah içinde hayatlarını sürdürdüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu şekilde konuştu:

“Mardin, zamana meydan okuyan, asırlık medrese ve camileriyle bununla beraber medeniyetimizin aynasıdır. Böylesi bir değere, Mardin şeklinde çok önemli bir hazineye haiz olmak millet olarak çoğumuz için büyük bir gurur deposudur. Mardin’i bu topraklardaki sonsuz ve öncesiz kardeşliğimizin kalesi olarak görüyoruz. Bu aziz şehre her gelişimizde, Anadolu’nun beşeri, kültürel ve zamanı açıdan o büyük zenginliğine bizzat şahitlik ediyoruz. Yalnız etrafa şu şekilde bir bakmak bile Mardin’in haiz olduğu hazineleri görmemiz için kafidir. Derhal yanı başımızda Süryani yurttaşlarımızın 1600 senelik şaheseri Deyrulzafaran Manastırı var. Derhal ötede Hristiyan yurttaşlarımızın binlerce senedir yaradana yakarış etmiş olduğu Kırklar Kilisesi bulunuyor. Ortalama 8 buçuk asırdır minarelerinden Ezan-ı Muhammedilerin eksilmediği Yüce Cami’miz tüm zarafetiyle bu iki ibadethaneye komşuluk yapıyor. Bu eserlerin hepsi, Mardin ile birlikte ortak vatanımız Anadolu’nun ahengini, barışını, hoşgörüsünü, köklü birikimini temsil ediyor.”

YUNANİSTAN’A NET MESAJ

Bir gencin, Türkiye’nin ilk insansız cenk uçağı Bayraktar Kızılelma’nın ilk uçuşunu hatırlatması ve Yunan medyasının Türkiye’deki teknolojik gelişimleri yakından takip ettiğini belirtmesinin peşinden, “Sizce oluşan teknolojik gelişmelerden korkuyorlar mı?” sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“Korkuyorlar doğal. Bizlere ne dediler? Deli Türkler. Ne dediler? Deli Türkler geliyor. Hele hele bir de Tayfun Füzesi menzili 560 kilometre olarak açıklandı, 560’ı bile kafi bulmuyoruz. Geçen hafta bir görüşme yaptım. Nedir dedim nihai durum. Dediler ki biz 1000 kilometreyi yakalayacağız. Şimdi doğal bunu duyunca Yunan hoplamasın mı? Ege’de bazı çılgınlıklar yaptılar. Bizimkiler de gerekeni yapmış oldu. Yapma işte rahat dur. Bizimle uğraşma. Bizim sizinle Ege’de dalaşma diye bir şeyimiz yok. Buna geçmişte hep ‘it dalaşı’ derlerdi. Arkadaşlara dedim ki bu ifade oldukca çirkin. Eğer rahat durmazlarsa gereğini yaparsınız.”

Aynı gencin “Bir gece ansızın gelebiliriz.” sözünü anımsatması üstüne Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O denli… Gencimiz yetişiyor işte, bak ne diyor, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz.’ Sizin şeklinde gençlerle birlikte evelallah biz o birilerine bir gece ansızın gelebileceğimizi gösterdik ve göstereceğiz.” diye konuştu.

“İNANCIMIZIN AYDINLIK YÜZÜ OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, batılı ülkeler başta olmak suretiyle dünyada tahammülsüzlük artarken Mardin’in bir sulh ve refah şehri olarak tüm insanlığa örnek teşkil ettiğini dile getirdi.

Onca gelişmişliğe karşın halen insanı, dilinden, dininden, renginden kültüründen dolayı ötekileştirenlerin Mardin’den alacağı oldukca ders bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, şu şekilde devam etti:

“Söze ulaşınca devamlı insan hak ve özgürlüklerinden dem vurup, kendileri haricinde hiç kimseye yaşam hakkı tanımayanları buradaki hoşgörü ikliminden öğrenek almaya çağrı ediyorum. Güya, din adına ibadethanelere hücum eden gözü dönmüş canilerin de yırtıcı eylemlerine bahane aramak yerine Mardin’in temsil etmiş olduğu insani ve İslami değerlere iyi bakması gerekiyor. Mardin, bizim inancımızda ve medeniyetimizde insan onuruna, hayatına, din ve vicdan hürriyetine verilen önemin tarih ve estetikle yoğrulmuş, mücessem sembolüdür. Ne İslam’ı kendi aşırılıklarına maske yapanlar ne de bunlar üstünden Müslümanlara husumet besleyenler bu hakikati değiştirebilecektir. Mardin, asırlardır olduğu şeklinde bugün ve yarın da inancımızın aydınlık yüzü olmaya devam edecektir.”

“BU TOPRAKLARIN ÜZERİNDEKİ HER ŞEYİ BİZLER BİRLİKTE İNŞA ETTİK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu şehirden aldıkları ilhamla, ülkede, bölgede ve dünyada “ilkin insan”, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” demeyi, mazlumların ve mağdurların umudu olmayı sürdüreceklerini belirtti. Erdoğan, şu şekilde konuştu:

“Dünyanın siyasal ve ekonomik olmasıyla birlikte, toplumsal kaosların sancısıyla da kıvrandığı bir dönemde, Mardin’in en mümtaz örneğini teşkil etmiş olduğu Türkiye’nin asil duruşu, giderek daha kıymetli hale gelecektir. Gelişmiş diye sınıflandırılan ülkelerin aslına bakarsak kendi güvenlik ve refahları haricinde bir dertlerinin olmadığı görüldükçe coğrafyamızın binlerce senelik insan merkezli birikiminin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizin yakın tarihinde yaşanmış olan kimi üzüntü verici hadiselerin bu görkemli tabloya halel getirmesine izin veremeyiz. Zira bu ülkenin, bu toprakların üstündeki her şeyi biz beraber inşa ettik. Tarih süresince bu ülke, bu topraklara kıymet katan hizmetlerde bulunan tüm inançlardan insanlarımızı saygıyla, tazimle yad ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hala bu topraklarla ve bu toprakların değerleriyle gönül bağları olan her insana, kucaklarının da kalplerinin de sonuna kadar açık bulunduğunu dile getirdi.

Anadolu’nun mümbit ve şefkatli kollarının herkesi sarıp sarmalamaya, yaşatmaya kafi bulunduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Edirne’den Kars’a, Trabzon’dan Hatay’a hala bu ortak ve kadim tarihin sayısız mimari eserine, kültür varlığına, bestesine, türküsüne tanık oluyorsak eğer, geleceğimizi de beraberce kurabiliriz anlama gelir. Türkiye Yüzyılı, bu vatan toprakları üstünde yaşamını sürdüren, ona sadakatle bağlı olan, geleceğini burada gören her bir insanımızın yüzyılıdır.”

“SEN ÖNCE GEL DİYARBAKIR ANNELERİYLE HELALLEŞ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un köken ve inanç bakımından en varlıklı muhitlerinin birinde doğup, büyüdüğünü belirterek, birlikte büyümüş olduğu dostlarını bir tek insan olarak gördüklerini, hiçbirinin inancına ve kökenine bakmadıklarını söyledi. Erdoğan, şu şekilde devam etti:

“Şimdi birileri, ‘helalleşmeye’ gelecekmiş. Sen ilkin helalleşmeye gideceksen, gel Diyarbakır Anneleriyle helalleş. Eğer helalleşmeye geleceksen, ilkin 10, 11, 12, 13, 14, 15 yaşındaki kızları Kandil’e kaçıranlar var ya onlarla kol kola gezmeyi bırak, onlarla birlikte olmayı bırak. Bir taraftan onlarla dirsek temasında olacaksın, bir taraftan onlarla birlikte seçime girmenin hazırlığında olacaksın, bir taraftan altılı masanın altına da onları sokmaya çalışacaksın. Bu iyi mi helalleşme? Kimi aldatıyorsun? Kimi kandırdığını zannediyorsun? Bu millet artık bu tarz şeyleri yutmaz ve 2023 bunun cevabı olacak.”

Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlendikleri günden beri, milletle hep gönül diliyle konuşabilmeyi, bu birikim ve tecrübeye borçlu olduklarını dile getiren Erdoğan, insanları bir tek Tanrı için sevdiklerini altını çizdi.

“ÜSTÜNLÜK ANCAK TAKVA İLE OLUR”

Üstünlüğün, kimsenin etnik kimliğiyle değil, sadece takva ile olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu şekilde konuştu:

“Takva nedir? Kim ki Tanrı’a daha yakındır, o en üstündür. Bunun dışındakiler öykü. Şimdi biz, 20 senelik iktidarlarımız döneminde hiçbir süre insanlarımız ve şehirlerimiz içinde ayrımcılık yapmadık. Hep bu kardeşiniz ne dedi? Batıda ne var ise, doğuda da o olacak dedi. Ve bunu yaptık mı? Yaptık. Yapıyor muyuz? Yapıyoruz. İşte 26 havalimanı ile yola çıktık, şimdi 57 tane havalimanımız var. Şu anda Ağrı’da, Kars’ta, Hakkari’de havalimanlarımız var mı? Var. Bizlerden ilkin niye yoktu? Onlar niye yönetmediler bu ülkeyi? 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı, şimdi 28 bin kilometre bölünmüş yol var.”

Kendisini dinleyen gençlerin sevgi gösterisinde bulunması üstüne Erdoğan, “İnanıyorum ki bu gençlik 2023’te sandıkları çökertecek ve biz, gençlerimizle, kadınlarımızla, ana kademeyle gümbür gümbür geliyoruz ve geleceğiz.” dedi.

“ÖRNEK BİR TÜRKİYE VAR”

Hangi inanca, kültüre, kökene mensup olursa olsun, 85 milyonun tüm fertlerini samimiyetle bağırlarına bastıklarını dile getiren Erdoğan, “Yasakların değil, tüm yurttaşlarımızın inancını özgürce yaşayabildiği, kendini özgürce ifade edebildiği bir Türkiye’yi inşa etmeye çalıştık.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda tüm dünyada, altyapısıyla, üstyapısıyla örnek bir Türkiye olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Bunu ben söylemiyorum, dünyanın liderleri söylüyor. Halka hizmeti hakka hizmet gören tasavvurumuzla, milletimize hizmetkar olmayı en büyük onur payesi saydık. Biz, milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Son 20 senedir ekonomiyle beraber demokrasimizi de güçlendirmek, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmak için canla başla çalışıyoruz. Türkiye’yi hak ve hürriyetler alanında dünyada parmakla gösterilen bir konuma getirmenin sıkıntılı mücadelesini veriyoruz. Tanrı’a hamdolsun, bu uzun süreçte karşılaştığımız onca engele, maruz kaldığımız onca saldırıya karşın, ulusal iradeyi güçlendirme yolunda pek oldukca başarıya imza attık. Daha evvel bırakın fiiliyata dökmeyi, söyleniş etmenin bile büyük bir cesaret gerektirdiği, adına ‘sessiz devrimler’ dediğimiz reformları tek tek hayata geçirdik. Tek parti faşizminden başlayarak, 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar, cemiyet hafızamızda derin yaralar açan acıları iyileştirmenin çabasında olduk.”

Eski Türkiye’nin inkarcı, dışlayıcı, hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı, nobran yaklaşımını tüm izleriyle ortadan kaldırmak için çalıştıklarını aktaran Erdoğan, “Bunun yerine, devlet-vatandaş ilişkisinde daha kucaklayıcı, daha kapsayıcı, daha saygılı bir bakış açısını ikame ettik.” dedi.

“DİNİ VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPTIK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gayrimüslim vatandaşların dini vecibelerini yerine getirebilmelerine yönelik yapılanlar ile dini ve kültürel mirasın korunması için yaptıkları emekleri hatırlattı.

Cemaat vakıfları mevzusunda 2003 ve 2008’de kabul edilen yasal değişimlerle mühim iyileştirmeler gerçekleştirdiklerini özetleyen Erdoğan, bu kapsamda şimdiye kadar 1015’ten fazla araziyi ve 21’den fazla taşınmaz malı gayrimüslim cemaatlere ilişkin kurumlara devrettiklerini belirtti.

Erdoğan, bir tek Mardin’de dört ayrı Süryani vakfını, 55 taşınmazın mülkiyetine tekrardan kavuşturduklarını, Ermeni Cemaati Vakfına iade edilen gayrimenkullerin sayısının 400’ü aştığını söylemiş oldu.

Batman Gercüş’te 100 senedir ibadete kapalı olan Aziz Aho Manastırı’nın, restorasyonunu yaparak, 2018’de tekrardan hizmete girmesini temin ettiklerini kaydeden Erdoğan, Trabzon Sümela Manastırı’nda 95 senenin peşinden tekrardan yakarma yapılabilmesini sağladıklarını aktardı.

Van Akdamar Kilisesi’ni, 2010’daki restorasyonun peşinden kullanıma açtıklarını da anımsatan Erdoğan, bunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesinden ödeyerek gerçekleştirdiklerini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın en büyük sinagogu Edirne Büyük Sinagogu’nu 46 yıl sonrasında restore ederek Yahudi vatandaşların hizmetine sunduklarını söyledi.

Erdoğan, aralarında Aya Yorgi Kilisesi, bölücü örgütün saldırıları sonucu ziyan olan Surp Giragos ve Mar Petyun Keldani kiliselerinin de bulunmuş olduğu 100’den fazla kilise ve sinagogu restore ederek, yine ibadete açılmasını sağladıklarını da bildirdi.

Erdoğan yapmış olduğu konuşmada, gayrimüslim vatandaşların dini vecibelerini yerine getirebilmelerine yönelik meydana getirilen emek harcamalar kapsamında, yeni kiliselerin inşa edilebilmesi için bütçe ayırdıklarını söylemiş oldu.

Erdoğan, 2012’de 50 senelik bir Rum Yayınevinin faaliyete başladığını, Vakıflar Genel Müdürlüğü idaresindeki kilise ve sinagog şeklinde ibadethanelerin azınlık vakıflarına bedelsiz tahsisine olanak sağladıklarını söyledi.

İstanbul Bölme’deki Mukaddes Kalp Kilisesi’nin, Süryani Katolik Kilisesi Vakfı’na 49 yıllığına bedelsiz tahsis edildiğini anımsatan Erdoğan, Hatay’daki Mar Yuhanna Kilisesi’nin de Arsuz Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı’na gene bedelsiz verildiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Artuklu Üniversitesi bünyesinde, yaşayan diller alanında lisansüstü eğitim, öğretim, bilimsel emek harcama ve uygulama yapılacak bir enstitü kurduklarını, Edebiyat Fakültesi’nde, Kürtçe ve Süryanice ile ilgili bölümleri faaliyete geçirdiklerini açıkladı.

Gayrimüslim vatandaşların hak ve hukukunu koruyacak, yakarma özgürlüklerini genişletecek zamanı pek oldukca adım attıklarını, bundan sonrasında da 85 milyon için çalışmaya devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, şu şekilde konuştu:

“Yaptığımız her düzenlemenin, hayata geçirdiğimiz her reformun peşinde, öteki inançlara mensup insanlarımıza bu ülkenin birinci derslik vatandaşları olduklarını hissettirme ve gösterme gayreti vardır. Asla istismar yada riyakarlık ardında değiliz. Biz bu şekilde aslına bakarsak kendi inancımızın gereğini de yerine getiriyoruz. Zira bizim inancımız, öteki inanç sahiplerine, ortak insani temeller üstünde saygı duymayı, hatta destek olmayı gerektirir. Peygamberimizden Hz. Ömer’e, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar tarihimizde bu anlayışın sayısız timsaline rastlamak mümkündür. Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanmış olan acıların bir yansıması olarak gördüğümüz Cumhuriyetimizin ilk dönemlerindeki tereddütleri artık geride bıraktık.”

“ÖZGÜRCE YAŞADIĞIMIZ BU VATAN, HEPİMİZİN ORTAK ÇATISIDIR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin, tüm vatandaşlarına haiz çıkacak, onlara hak ve imkanları sağlayacak öz güvene haiz bulunduğunu altını çizdi. Bunun son örneğinin, geçen aylarda hayata geçirilen Alevi Bektaşi vatandaşlarla ilgili düzenlemeler bulunduğunu söyleyen Erdoğan, şu şekilde devam etti:

“Türkiye Yüzyılında, geçmişin tüm sıkıntılarını aşmış bir halde ortak hedeflerimize kilitlenmiş olarak hep beraber çalışacak, savaşım edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, devlet olarak artık emperyalistlerin içimizdeki bekçiliğini icra eden vesayetçilerin değil, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Sünnisi ve Alevisiyle 85 milyonun tamamının devletidir. Gökyüzünde nazlı nazlı dalgalanan hilal ve yıldız, hepimizin bayrağıdır. Üstünde özgürce yaşadığımız bu vatan, hepimizin ortak çatısıdır. Anadolu ve Trakya, tüm güzellikleriyle hepimizin ortak yuvasıdır. Hangi inanca, görüşe, kökene mensup olursak olalım, çoğumuz aynı gemide olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Benim Kürt kardeşlerimin dilinden ve kültüründen dolayı, benim Alevi kardeşlerimin meşrebinden dolayı, benim mütedeyyin kardeşlerimin yaşayışından dolayı, benim gayrimüslim vatandaşlarımın inancından dolayı, hasılı bir avuç seçkin azınlık haricinde kalan milyonların değişik sebeplerle ayrımcılığa uğramış olduğu eski devlet anlayışı tamamen mazide kalmıştır. Kendi insanına tepeden bakan jakoben zihniyetin, günümüz Türkiyesinde asla yeri yoktur ve olmayacaktır. Iyi mi bugünün Türkiyesi dününkinden daha özgür, daha müreffeh ise inşallah yarının Türkiyesi de bugünkünden daha iyi olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin gelecek asrına yön verecek Türkiye Yüzyılı vizyonunun, bu hassasiyetle şekillendiğini söylemiş oldu.

Önümüzdeki asrı, Mardin şeklinde dünya miras listesine giren şehirlerin tamamını hak ettikleri düzey ulaştıkları bir yüzyıla dönüştürmekte emin olduklarını dile getiren Erdoğan, “Bu kadim şehirlerimizin dokusundaki kültürel zenginlik, kültür ekonomisi üstünden şehrin zenginliğinin ve refahının artmasına katkıda bulunacaktır.” diye konuştu.

“DAHA YENİ YENİ OTELLER İNŞA EDEREK, BURAYI ÇOK DAHA FARKLI HALE GETİRECEĞİZ”

Mardin’e bu yıl gelen ziyaretçi sayısının 3 milyon bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu ne demek, şu anda Mardin bir çekim alanı oluşturuyor. Artık oteller falan yetmiyor, daha yeni yeni oteller inşa ederek, burayı oldukca daha değişik bir hale getireceğiz. Kültür geliştirme ajanslarıyla bu potansiyeli hayata geçirecek ilk adımı atıyoruz.” dedi.

Mardin’de 3 bin senedir gümüşü ilmik ilmik işleyen Süryani telkari ustalarının maharetlerini dünyaya tanıtacaklarını da belirten Erdoğan, “Kuşaklar süresince mimarinin zirvesi sayılan eserler tasarlayan ve inşa eden sanatçılarımızı tekrardan dünyaya mal edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık taş ustası kalmadığını söyleyen bir Mardin taş ustasına, “Ustam, sen yeni ustalar yetiştireceksin.” söylediğini aktardı.

Mardin’in taş ustacılığının bayağı bir vaka olmadığını belirten Erdoğan, “Valimize de takıldık ve ‘Buraya Mardin taşıyla öyleki bir kültür merkezi yap ki toplantılarımızı artık o merkezde yapalım.’ dedik. Bunun adımını da atmamız lazım. Binlerce senedir bu topraklara kıymet katan kadim inançların günümüzdeki temsilcilerinin varlıklı mirasını, insanlığın ortak hafızasına inşallah kazandıracağız.” diye konuştu.

Coğrafyanın binlerce senelik emanetine hep birlikte haiz çıkacaklarını, “yarın değil, derhal şimdi” diyerek Türkiye Yüzyılına birlikte yürüyeceklerini söyleyen Erdoğan, “Türkiye Yüzyılımızın vizyonunun başlıklarından önde gelen değerler yüzyılının yaşamış olduğu ve yaşatılmış olduğu yer Mardin, bizim hem esin kaynağımız hem yol arkadaşımız olacaktır.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUN ETRAFINDA KENETLENMEYE DAVET EDİYORUM”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlere, zamanı ve kültürü iyi öğrenmeleri, değerlere kalpleriyle haiz çıkmaları tavsiyesinde de bulunarak, şu şekilde devam etti:

“Eğer siz, bu seviyede bir uygarlık bilincine haiz olmazsanız, birileri gelir sizi kendi geçmişinize, kendi kardeşinize, kendi insanınıza düşman yapar. Unutmayınız, Türk’ü Kürt ile, Sünni’yi Alevi ile, Müslüman’ı Hıristiyan ve Musevi ile, doğuluyu batılı ile, kuzeyliyi güneyliyle, hangi sebeple olursa olsun insanımızın bir kısmını diğeriyle karşı karşıya getirmeye çalışan her proje, bu toprakların ve üstünde yaşayanların düşmanlarının ürünüdür. Geçmişte bu oyuna onlarca defa geldik, bedelini maddi, içsel en ağır şekilde ödedik. Yalnız son on yılda bunun pek oldukca örneğine beraberce tanık olduk. Hamdolsun, milletçe, artık bu oyunu görünce tanıyabilen ve bozacak adımları derhal atabilen bir algı seviyesine ulaştık. Demokratik ve ekonomik kazanımlarımızdan aldığımız güç ve güvenle, geleceğimize umutla bakıyoruz. Sizleri ve tüm vatandaşlarımızı Türkiye Yüzyılı vizyonun çevresinde kenetlenmeye çağrı ediyorum.”

“CİDDİ MANADA SAVUNMA SANAYİ ÜRÜNLERİNDE İHRACATIMIZ VAR”

Bir gencin, “Biz siyaseti sizden öğrendik. Sizinle başladık, sizinle devam etmek istiyoruz” ifadeleri üstüne Erdoğan, “Birileri de diyor ki gençler AK Parti’den kopuyor. Gençler salonda, Samsun’da, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te, her gittiğimiz yerde öyleki.” dedi.

AK Parti döneminde Türkiye’deki teknolojik gelişmelerle ilgili bir sual üstüne Erdoğan, “Göreve geldiğimizde müdafa sanayinin yüzde 20’si yerliydi şimdi yüzde 80’e çıktı. ‘Benim’ diyen ülkeler şu anda bizim müdafa endüstri ürünlerimizin vasıta, gereç, cephane, aklınıza ne gelirse bunu Türkiye’den istiyorlar. Ciddi manada bizim şu anda müdafa endüstri ürünlerinde ihracatımız var. Şu anda Bayraktar yetiştiremiyor. Gerek İHA’lar gerek SİHA’lar, Akıncı. Fakat gelen aslolan Kızılelma ayrı, değişik bir şey. İnşallah Kızılelma 2024, 2025 şeklinde seri üretimde bir yere oturacak.” şeklinde konuştu.

Bir gencin, “Seçim haziranda denildi. Fakat mayısta olacağı da söyleniyor. Dinlence planları yaptık. Dinlence seçime denk gelirse tatilimiz yanar. Sizin için tatili de yakarız.” ifadeleri üstüne Erdoğan, “Bu seçim öyleki bir seçim olacak ki bu ne tatillere kıymet ne tatillere… Zira bu seçimin neşesini hep beraber değişik yaşayacağız.” ifadelerini kullandı.

Aynı gencin “Seçim tarihiyle ilgili sizden bir tüyo alabilirsek ona nazaran plan yapacağız.” demesi üstüne Erdoğan, “Şimdi acil etme tüyoda bu sebeple Cumhur İttifakı olarak oturalım, dertleşelim. Ondan sonrasında tüyoyu değil de gerçeğini biz size veririz.” ifadesini kullandı.

“ÖN ÇALIŞMADAN SONRA LİDERLER OLARAK TEKRAR BİR ARAYA GELECEĞİZ”

“Bir kaç aydır Türkiye’nin organik gaz hub’ı (merkez) olma gündemi var. Rus gazının Avrupa’ya Türkiye üstünden satılmasıyla gündem başladı. Bu hafta da Türkmenistan’a gittiniz, gazla ilgili gündem oluştu. Silivri’de organik gaz yer altı depolama tesisi açtınız. Bu mevzuda ülkemizin bu şekilde rol üstleneceğini ne süre öngördünüz?” sorusuna karşılık Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulunmuş oldu:

“Bu uzun süredir gündemimizde olan bir durumdu. Bunu Sayın Putin ile onlarca defa görüştük ve Sayın Putin Türkiye’yi bu aşamada bir ‘hub’ olarak kabul etti ve ‘Türkiye üstünden Avrupa’ya bu organik gazı verebiliriz hatta hatta fiyatı da siz belirleyin.’ dedi. Ikimiz de kabul dedik ve TürkAkım olarak inşallah bunun adını da koyduk. Türkmenistan’da yaptığımız seyahatte de Azerbaycan, Türkmenistan ve Türkiye olarak üçlü bu şekilde bir adımı atıp alamayacağımızı konuştuk. ‘Niye olmasın’ dendi ve şimdi bir görevlendirme yaptık. Bu görevlendirme de. Benim Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığım ekibiyle, Azerbaycan ekibiyle Türkmenistan ekibiyle bir ön emek harcama yapacaklar. Bu ön emek harcamadan sonrasında da biz liderler olarak yine bir araya geleceğiz. Iyi mi bir yol haritası belirleyeceğiz bunun kararını inşallah vereceğiz. Zira Türkmenistan’dan, bilhassa Azerbaycan üstünden bu şekilde bir organik gazın ülkemize gelmesi bizi oldukca daha rahatlatacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gencin ozan Erdem Bayazıt’ın “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” şiirinin bir bölümünü okuması üstüne, “Bu şiir oldukca uzun. Son üç kıtasını okudu. Benim cezaevine girerken doldurduğum kasetin içinde olan şiirlerden biriydi. Tanrı rahmet eylesin Erdem Bayazıt abimizin şiiri oldukca duygulandığım, sevdiğim şiiridir. Mekanı aden olsun.” dedi. (AA)