CHP lideri Kılıçdaroğlu, Almanya seyahatine ilişkin eleştirilere yanıt verdi! Dikkat çeken ‘Akşener’ yanıtı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 31 Mart seçimlerinde YSK üyelerine hakaret etmiş olduğu iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasal yasak sonucu verdi. Karar sonrası gözler istinaf ve Yargıtay’a çevrilirken bu gelişme sonrası peş peşe tepkiler geldi.
Kararın açıklanmış olduğu sırada Almanya’da olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaretini yarıda keserek İmamoğlu’na destek için İstanbul’a geldi. Mahkemenin olacağını bilmesine karşın ‘Niçin Almanya’ya gitti?’ eleştirilerine cevap veren Kılıçdaroğlu, “Kararın dün açıklanacağını tahmin etmiyordum” dedi.
Katılmış olduğu canlı yayında konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
“BU TABLO BİZİM ALIŞKIN OLMADIĞIMIZ BİR TABLO”
“Tek kişilik hükümet, yasama, yargı kendisine bağlı, yürütme organının başlangıcında. İstediği hakimden, istediği sonucu çıkartabiliyor. Kendisinin önüne çıkabilecek engelleri, İstanbul’un rantlarını devşirmek istiyor. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder demişti, şimdi Türkiye’yi de kaybediyor. Ulusal iradenin seçtiği belediye başkanını bir yargıç, siyasal yasak getirme cüretini gösterebiliyor. Bu tablo bizim alışkın olmadığımız bir tablo. Sayın Kaftancıoğlu’na aynı şekilde siyasal yasak getirildi. Sanıyorlar ki geri adım atarız. Asla, zalimin karşısında bir milim bile geri adım atmayacağız. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Bu ülke sahipsiz değil. ülkenin halkı demokrasi istiyor.
“İBB BAŞKANIMIZI CEZALANDIRMAK İSTİYORLAR”
Daha önceki duruşmada yargıç bunun İçişleri Bakanı’na yönelik söylem bulunduğunu, aslına bakarsan tutanaklarda var. Bunu başka vakayla bağlantı kurdurup bir şekliyle bizim İBB Başkanımızı cezalandırmak istiyorlar. Ben sayın İmamoğlu’na sakın üzülme dedim. Senin sorumluluğun var ve İstanbul’a hizmet için harcadığın emeği görmek istiyor, gülümseyerek asla üzülme hizmet etmeye devam et dedim. Bizim üzülmemiz onların keyifli olmasına yol açıyor. Öteden beri gelen bir süreç var aslına bakarsan. Bu süreç, kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. Ben koltukta kalayım, Türkiye yanabilir, ben koltukta kalayım, çocuklar yatağa aç girebilir.
“16 MİLYON İSTANBULLUNUN HAKKI GASP EDİLMİŞTİR”
Siz CHP’nin elini kolunu bağlamak istiyorsunuz. İl başkanlarından, belediye başkanlarından başlıyor. Hususi birimlerin oluşturulduğunu biliyorum. Bunu aşama aşama hayata geçirmeye çalışıyorlar. Onlar hukuk dışı yola saparak, yargıçların enerjisini arkalarına alarak bir şeyler halletmeye çalışıyorlar. Ikimiz de halkın iradesini kazanmak istiyoruz. Halkın iradesine darbe meydana getiren siyasal anlayış, demokrasilerde yok. 16 milyon İstanbullunun hakkı gasp edilmiştir.
“KARARIN ONANACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
Hala bu ülkede namuslu ve yürekli yargıçlar var. Biz onlara güveniyoruz. Hakkaniyet kurumuna en büyük ziyanı verenin, iradelerini ipotek eden yargıçlar bulunduğunu biliyorlar. İstinaftan niçin dönmesin. Adaletin zerreciği kalmışsa kararın dönmesi lazım. Aşağıdaki yargıç bu sonucu verdi, aşamaları var. Elini vicdanına koyan bir yargıç, 16 milyonun seçtiği İBB Başkanı’nın bir ifadesi dolayısıyla, bilirkişi raporu da ortaya koydu, yargıçlara yönelik değil, bunu alıyorsunuz siyasal yasağa getiriyorsunuz. Bu işin sağı solu yok. Bu iş bir hukuk, insan hakları vakasıdır. Yargı ya demokrasiye haiz çıkacak ya da o vakit yargıyı da kaldırmamız lazım. Bu savaşım bir demokrasi, insan hakları mücadelesidir.
Ben kararın onanacağı düşüncesine haiz değilim. Bu ülkenin namuslu hakimleri, yargıçları var. Adaletsizliğe dur diyeceklerdir. Hakkaniyet var ise bu karar döner.
ALMANYA ELEŞTİRİLERİNE YANIT
Kararın dün açıklanacağını tahmin etmiyordum. Beraat ya da ertelenme olacağını, bir beraat çıkacağını düşünüyordum. Geçen duruşmaya katılan dostlarımla da görüştüm. Bu normalde beraat dediler. Benim İngiltere’ye, ABD’ye, Almanya’ya gidişim, Türkiye’nin hızla büyümesi, kalkınması, dünyada söz sahibi bir ülke haline gelmesi içindir. Bu amaçla, gezileri yaparken, ben geliyorum, siz hazır mısınız değil, belli bir vakit dilimi var. O çerçevede randevular alınır, programlar yapılır. Bunu yaparsınız. Biz da Almanya’ya bu çerçevede gittik. Almanya, hem bilgiyi hem teknolojiyi bir arada büyüten bir devlet. Biz buraya gitmek zorundaydık. Ek olarak Türkiye’nin temiz paraya ihtiyacı var. Kısır çekişmelerden bağımsız olarak bu programları yaptık, oraya da gittim. Normalde beraat ihtiyaç duyulan, bilirkişi raporu var, açıklamalar var. Arkadan beklemediğimiz bir vaka ve ben üzülerek ifade edeyim, görüşmeleri kesmek zorunda kaldım. Karar çıktıktan sonrasında derhal uçakla dönmek lazımdı, hususi tayyare ayarladık ve oradan Türkiye’ye döndüm.
6 PARTİNİN SARAÇHANE MİTİNGİ
Ben Almanya’dayken, sayın Davutoğlu aradı ve büyük bir üzüntü duyduğunu açıkladı. ‘Ben de oraya giderek Ekrem Bey’e üzüntülerimi aktarmak isterim’ dedi. Doğal olarak dedim oldukca mutlu oluruz sonuçta vaka bir şahıs vakası değil, vaka bir hukuk vakası kısaca hukuka meydana getirilen bir darbe ulusal iradeye meydana getirilen bir darbe hukukun şahsileştirilirse iyi mi neticeleri verebileceğini gösteren garip bir vaka. Bunu ifade ettim. Ekrem Bey’e de biz yarın bir miting yapalım gene Saraçhane’de olsun dedim. Onun üstüne anladığım kadarıyla öteki liderler de duyarlılıklarını gösterdiler. O çerçevede bugün saat 16’da Saraçhane’de İstanbullularla birlikte olacağız.”
‘AKŞENER ARADI MI?’ SORUSUNA YANIT
“Sayın Davutoğlu ne kadar incelikli davranmış bu şekilde sözgelişi Sayın Akşener aradı mı sizi?” sorusu üstüne Kıllıçdaroğlu “Yok, hayır aramadı” dedi.
İsmail Küçükkaya’nın “O giderek dayanışma gösterdi oraya o vakit…” açıklamasına Kılıçdaroğlu “Evet, evet…” dedi.



Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.