Bakan Akar, isim vermeden Kılıçdaroğlu ve Babacan’a tepki gösterdi: Çamur atanları kınıyoruz
Ulusal Müdafa Bakanı Hulusi Akar, İngiltere Müdafa Bakanı Ben Wallace ile dün meydana gelen görüşmesinin arkasından Londra’daki temaslarını tamamlayarak Çekya’nın başkenti Prag’a geçti.
Askeri merasim düzenlenen Vaclav Havel Havalimanı’nda Bakan Akar’ı Çekya Müdafa Bakan Yardımcısı Daniel Blazkovec, Türkiye’nin Prag Büyükelçisi Egemen Bağış ve öteki yetkililer karşıladı. Büyükelçilik Rezidansı’na geçen Bakan Akar, Büyükelçi Bağış tarafınca onuruna verilen resepsiyonda Türk toplumu ve sivil cemiyet kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.
Yurt haricinde yaşayan Türklerin başarılarından duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine süregelen Akar, “Nereye giderseniz gidin, hangi ülkeyi ziyaret ederseniz edin kesinlikle bir Türk ile karşı karşıya gelirsiniz. Türklerin bir araya gelmiş olarak oluşturdukları toplulukları ve bu toplulukların başarılarını görürsünüz. Bununla ilgili en mühim mevzu da bu toplulukların lüzumlu bağlantıları kurarak Türkiye’nin sesini, haklı olduğumuz tezlerimizi tüm dünyaya duyurmasıdır” diye konuştu.
Akar resepsiyonun sonunda gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.
“İHA/SİHA’LAR İLE ONLARI ÜRETENLERE ÇAMUR ATANLARI KINIYORUZ”
Türk Silahlı Kuvvetleri ve komuta kademesine aleyhinde söylemler ile yerli ve ulusal müdafa sanayiine yönelik açıklamalar hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, “Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri kurnaz siyasal kaygı ve gayelerle, fitne ve fesatla tartışmaların içine çekilmeye çalışılmaktadır. Anlam ifade etmeyen bahanelerle TSK’nın komuta kademesini hedef alanları, haksız ve ölçüsüz açıklamalarla kendi siyasal polemiklerine mevzu etmek isteyenleri, TSK’nın başarılarında büyük hisse sahibi olan İHA/SİHA’lar ile onları üretenlere balçık atanları kınıyoruz ve asil milletimizin takdirlerine havale ediyoruz” diye konuştu.
Daha ilkin de onlarca kere gerekçeleri ve kapsamı açıklanmış mevzularda bazı mesnetsiz iddia ve ithamları siyasal rant sağlama amacıyla yeniden yeniden gündeme getirenleri “ibretle izlediklerini” dile getiren Akar, şunları söylemiş oldu:
“Karada, denizde, havada, yurt içinde ve sınır ötesinde tüm güç ve enerjisini azim ve kararlılıkla ulusal menfaatlerimiz için harcayan tüm birlik ve kurumlarımız ile asil milletimizi yapay gündemler yaratarak mesnetsiz ve içi boş iddia ve açıklamalarla oyalamanın ülke çıkarlarımıza zarar vermekten başka bir anlamı ve kıymeti yoktur. Her şeyden ilkin şunu bir kez daha ifade etmeliyim ki kahraman ordumuzun en mühim vasfı, asil milletimizin bağrından çıkmış olmasıdır. Dolayısıyla ‘Peygamber Ocağı’ olarak malum bu kahraman ordu, ilhamını da milletimizin sevgisi, itimatı ve duasından almaktadır. Milletiyle böylesine bütünleşmiş olan şanlı ordumuzun ve onun kahraman mensuplarının yegane amacı; ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içinde, gece-gündüz, dağ-bayır, yaz-kış demeden üstün bir gayretle çalışmak ve ülkemize yönelecek her türlü tehdit ve tehlikeye karşı savaşım etmektir.”
“GÜÇLÜ ORDUSU OLMAYAN MİLLETLERİN SONU HÜSRANDIR”
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkin faaliyetlerini icra ettiğini vurgulayan Akar,
“Bölgemizde ve dünyada yaşanmış olan son gelişmeler, içinde bulunduğumuz coğrafyada var olmak için yerli ve ulusal müdafa sanayii ürünleri ile teçhiz edilmiş etkin, caydırıcı ve saygı duyulan bir orduya haiz olmanın dirimsel önemi haiz bulunduğunu göstermiştir. Ve tarih onlarca kere göstermiştir ki kuvvetli ordusu olmayan milletlerin sonu hüsrandır” diye konuştu.
Ordunun tüm mensuplarının bu gerçeklik ile vatanı savunmanın omuzlarına yüklediği yüksek mesuliyet bilinciyle hareket ettiğini ve kendisine verilen her türlü görevi eksiksiz yerine getirme gayretinde bulunduğunu ifade eden Akar, şunları söylemiş oldu:
“Bir ordu, komuta yapısı ve kuvvet yapısından oluşur. Bunlar birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Elde edilmiş tüm başarılarda da en büyük hisse, kahraman ve esirgemez personelimizin ve onları sevk ve yönetim eden başta Cumhurbaşkanımız olmak suretiyle komuta kademesinindir. Doğal bununla beraber yerli ve ulusal müdafa sanayiimiz tarafınca üretilen yüksek teknolojiye haiz tabanca sistemlerinin, bilhassa dünyanın da takdirini kazanmış İHA/ SİHA’ların da bu başarılardaki oranı büyüktür.”
“ÜLKEMİZİN GÖZ BEBEĞİ ORDUMUZ…”
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterindeki İHA/SİHA/TİHA’ların son dönemde icra edilen tüm harekat ve operasyonlarda adeta bir “oyun değiştirici” olarak rol aldığına dikkati çeken Akar, şu açıklamalarda bulunmuş oldu:
“Müdafa sanayiinde Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle yerlilik ve millilik oranının yüzde 80’lere çıkmış olduğu bu zamanda Bayraktar İHA’lar, SİHA’lar ve Fırtına Obüsler ile elde edilmiş başarıların milletimiz nezdinde gurur deposu olması ve bunların rakip ülkeleri pekala rahatsız etmesi olağan bir durumdur. Sadece yurt içinden bazılarının ülkemizin müdafa sanayii alanında ulaşmış olduğu bu seviyeden rahatsız olmaları ve bunu açıkça dile getirmeleri kabul edilemez, büyük bir talihsizlik, yerli ve ulusal emek ve başarıya saygısızlıktır. Ülkemizin göz bebeği ordumuzun her türlü günlük polemiklerin ve siyasal ihtirasların haricinde tutulması, siyasete araç-gereç edilmemesi, herkesten en naturel beklentimizdir. Millet iradesinin temsilcisi olması gerekenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin her zamankinden daha çok moral ve motivasyona gerekseme duyduğu bir dönemde kahraman ordumuzu ve şerefli mensuplarını hedef alan yaklaşımlarını şiddetle kınıyoruz.”
Akar devamlı dile getirmiş olduğu, “Türk Silahlı Kuvvetleri, binlerce senelik şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, tinsel ve mesleki değerleriyle, asil milletimizin sevgisi, itimatı ve duasından almış olduğu ilhamla, aklın ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda, Sayın Cumhurbaşkanımızdan süregelen sapasağlam hiyerarşik yapı içinde sıralı amir ve komutanların komut ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır” ifadesine de bir kez daha vurgu yapmış oldu.
“İĞRENÇ EYLEMİ ŞİDDETLE KINIYORUZ”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine ilişkin sürece yönelik sual üstüne de Akar, Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasını desteklediğini belirtti.
Haziran ayında Madrid’de imzalanan muhtırayı hatırlatan Akar, “İsveç ve Finlandiya’nın memorandumdaki taahhütlerini yerine getirmediklerini takip ediyoruz. Terör örgütlerine yönelik desteğin sonlandırılması ve ihracat engellemelerinin kaldırılması mevzularında somut adımlar bekliyoruz. Bilhassa terörle savaşım Türk kamuoyu tarafınca hassasiyetle takip edilen bir mevzu” diye konuştu.
Terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin İsveç’in başkenti Stokholm’deki provokasyonuna yönelik soruya da Bakan Akar, “NATO’ya girmek isteyen bir ülkede 70 senelik NATO üyesi bir ülkenin Cumhurbaşkanına karşı terör örgütü destekçilerince meydana gelen iğrenç eylemi şiddetle kınıyoruz. İsveç’i derhal önlem almaya çağrı ediyoruz. Buna sessiz kalınması mümkün değildir. Oradaki gelişimleri de yakından takip ediyoruz” yanıtını verdi.



Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.